Büyük İslam mütefekkiri: İmam Gazali
Eserleriyle İslam dünyasında ve Batı'da silinmez bir iz bırakan alim, bilgin, mutasavvıf ve eğitimci İmam-ı Gazali'nin vefatının üzerinden 913 yıl geçti.
İstanbul
Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde yaşayan, İmamü'l Celil (Büyük Reis), Hüccetü'l-İslam (İslam'ın Delili) ve Zeynü'd-din (İmanın Süsü) unvanlarıyla anılan Gazali, 1058'de bugünkü ismiyle Meşhed olan İran'ın Tus şehrinin Gazal kasabasında, yoksul bir ailede dünyaya geldi.
Asıl adı Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed olan Gazali, Ortaçağ Batı skolastiklerince de Abuhamet ve Algazel isimleriyle tanınıyor.
İlk ilim eğitimini Tus'ta alan Gazali, daha sonra Cürcan'a giderek İmam Ebu Nasr İsmaili'den bir müddet ders aldı ve tekrar Tus'a dönerek memleketinde üç yıl kaldı.
Gazali, tahsiline devam etmek üzere, o zamanın büyük ilim ve kültür merkezi Nişabur'da, zamanının büyük alimlerinden İmam-ül-Harameyn Ebü'l-Meali el-Cüveyni'nin talebesi oldu.
Yüksek ilmi, hitabet, izah etme kabiliyeti ve zekasıyla dikkat çekti
İslam mütefekkiri Gazali'nin, üstün zekası ve çalışkanlığını gören hocası, onunla özel ilgilenerek hadis usulü, fıkıh, kelam, mantık, İslam hukuku ve münazara alanlarında eğitim verdi.
Nişabur'da tahsilini tamamladıktan sonra büyük bir ilim ve edebiyat hamisi olan Selçuklu Devleti'nin veziri Nizamülmülk'ün daveti üzerine Bağdat'a giden Gazali, Nizamülmülk'ün topladığı ilim meclisinde bulunan dönemin alimlerince ilminin derinliği ve meseleleri izah etmekteki üstün kabiliyeti neticesinde iltifata değer bulundu.
Gazali, yaşadığı dönemde çeşitli fırkalarla girdiği ilmi tartışmalarda, en zor ve ince mevzularda nazik ve nezih bir üslup kullanarak, yüksek ilmi, hitabet, izah etme kabiliyeti ve zekasıyla dikkat çekti.
Henüz 34 yaşındayken Gazali'nin İslamiyet'e yaptığı büyük hizmetleri gören Selçuklu veziri Nizamülmülk, onu Nizamiye müderrisi olarak tayin etti. Eğitim müderrisliğinde etkin vazife üstlenen Gazali, 300 öğrenciye incelikle ilim öğretti. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Ebu Mansur Muhammed, Muhammed bin Es'ad et-Tusi, Ebü'l-Hasan el-Belensi, Ebu Abdullah Cümert el-Hüseyni gibi isimler yer aldı.
Birçok eseri İslam dünyasına kazandırdı
Bu sırada birbirinden önemli kitapları İslam dünyasına kazandıran Gazali, ilim ehli, devlet adamları ve halk tarafından da büyük bir hürmet gördü.
İslam aleminin ışığı olarak nitelenen ve şöhreti gün geçtikçe artan İmam Gazali, Nizamiye müderrisliğinde bulunduğu yıllarda, "Kitabü'l-Basit fil-Füru", "Kitab-ül-Vesit, El-Veciz", "Meahiz-ül-Hilaf" ile "Kitabu Fedaihil-Batınıyye ve Fedail-il-Müstehzariyye" isimli kitabı yazdı.
Gazali, Rumca öğrenerek, eski Yunan ve Latin filozofların kitaplarının üstünde yaklaşık 3 sene incelemelerde bulundu ve "Mekasid-ül Felasife" ile "Tehafüt-ül-Felasife" isimli kitapları kaleme aldı.
Avrupalı filozofların, dünyanın tepsi gibi düz olduğunu iddia ettiği dönemde, ilim ve felsefelerinde yanıldıklarını ve dünyanın yuvarlak olduğunu ispat eden Gazali, karaciğerde kanın zehir ve mikroplardan temizlenip tazelendiğini, safra ve lenfle zararlı madde eriyiklerinin kandan ayrıldığını ve böylece dalağın, böbreklerin ve safra kesesinin rollerini, kanın madde miktarlarındaki oranın değişmesi sonucu vücut sıhhatinin bozulacağı gibi tıp alanında pek çok konuyu delilleriyle ortaya koydu.
İslam alimi Gazali ayrıca, diğer fen ilimlerinde de fikir ve bilgileri izah ederek kitaplarında yer verdi.
"İhyau-Ulumi'd-din" eserini Şam'da kaleme aldı
Yoğun geçen ilmi çalışmalarından sonra yerine kardeşi Ahmed Gazali'yi vekil bırakan Gazali, Nizamiye müderrisliği görevine ara vererek Bağdat'tan ayrıldı. Çeşitli ilmi çalışmalar ve seyahatler yapan unutulmaz alim, Şam'da kaldığı 2 yıl içinde en kıymetli ve tanınmış eseri olan "İhyau-Ulumi'd-din" isimli kitabını İslam dünyasına kazandırdı.
Şam'dan Kudüs'e giden Gazali, "Mufassıl'ul-Hilaf", "Cevab-ul-Mesail" ve Allah'ın güzel isimleri olarak bilinen Esma'ül Hüsna'yı anlattığı "El- Maksad ül-Esma" adlı eserleri yazdı.
Gazali, Kudüs'te bir müddet daha kaldıktan sonra Hac vazifesini ifa ederek Bağdat'a geri döndü. Nizamiye Medresesi'nde eğitim vermeye devam ederek, "İhyau-Ulumi'd-din" isimli kitabını öğrencilerine ders olarak okuttu.
Memleketi Tus'a tekrar dönen Gazali burada da "Ed-Dercülmerkum", "El-Kıstas'ul-Müstakim", "İslam'da Müsamaha Faysalü't-Tefrika Beyne'l-İslam Ve'z-Zendeka", "Kimya-yı Saadet" ve "Et Tibrul Mesbuk Fi Nasihatul Muluk" isimli eserlerini kaleme aldı.
Yaklaşık 10 sene süren çalışmalarından sonra Selçuklu veziri Fahr-ül-Mülk'ün ricası üzerine bir müddet daha Nizamiye Medresesi'nde ders veren Gazali, tasavvufu anlatan "Mişkatü'l-Envar" adlı eserini fikir dünyasına kazandırdı.
Son günlerini insanları uyarmakla geçiren Gazali, bir yandan da "El-Munkız Mine'd Dalal", "Selef'i Salihin Mezhebi Huccetu'l İslam", ehli sünnete tabi olmayı anlatan "İnançta Hassas Ölçüler İlcamü'l Avam An İlmi'l-Kelam" isimli kitaplarını tamamladı.
Mısırlı bilim adamı Abdurrahman Bedevi'nin araştırmalarına göre Gazali, 457 kitap yazdı ancak bugüne sadece 75 eseri ulaştı.
İmam Gazali'nin tasavvufta mürşidi, Ebu Ali Farmedi'dir. Zahir ilimlerinde eşsiz bir alim olarak bilinen Gazali, tasavvuf ilimlerinde de mürşid olarak tanımlandı.
Gazali, 53 senelik ömrünün son yıllarını Tus'ta geçirmeyi tercih etti ve evinin yakınına bir medrese ile tekke yaptırdı. Büyük İslam mütefekkiri İmam Gazali, 19 Aralık 1111'de hayata veda etti.
Kaynak:AA