12. Ajyal Film Festivali'nde kadın yönetmenler güçlü hikayelerle yer alıyor

Doha Film Enstitüsü (DFI) tarafından düzenlenen 12. Ajyal Film Festivali'nde "Kadın Bakışı" etkinliği gerçekleştirildi.

İstanbul

DFI desteğiyle filmlerini çeken, "Sudan, Remember Us (Sudan, Bizi Hatırla)" belgeselinin Tunus asıllı Fransız yönetmeni Hind Meddeb, "Requiem for a Tribe (Bir Kabile için Ağıt)" filminin yönetmeni Marjan Khosravi ve "Who Do I Belong To (Kime Aitim)" filminin yönetmeni Meryam Joobeur, festival kapsamında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Sudan devrimini şiirsel bir anlatımla ele alan "Sudan, Remember Us" filminin yönetmeni Meddeb, "Sudan hareketini başından itibaren izledim ve içinde yer aldığım için korkmadım. Tunus ve Mısır'daki devrimlere de tanıklık ettim ama en güzeli Sudan devrimiydi. Sanat, devrimle birlikte patlama yaşadı ve gençler benim kameram aracılığıyla dünyayla konuştular." dedi.

Meddeb, Sudanlıların polis şiddetine karşı şiiri kullandıklarını belirterek, "Sudan'a gittiğimde şiirin ulusal bir fenomene dönüştüğünü keşfettim. Şiir, bugün Sudanlılar için bir yaşam ve ölüm meselesi." diye konuştu.

Sudan devrimini diğerlerinden ayıranın ilerici karakteri olduğunu anlatan Meddeb, protestoların ön saflarında çoğu zaman kadınları gördüğünü söyledi.

"Dünyayı değiştirmek istiyorsanız, önce kendinizden başlamalısınız"

İranlı yönetmen Marjan Khosravi de "Bir Kabile için Ağıt" filminde gerçek hayattan ilham alan bir hikayeyi anlattığını ifade ederek, filmin İran'da bir kadının şehir merkezine yerleşmekteki zorlanışını ele aldığını dile getirdi.

Şehir merkezine taşınan çocukları için ağlayan kadınla tanışmasının ardından böyle bir hikayeyi film yapmak istediğine dikkati çeken Khosravi, "Bu kadın; mirasını, kültürünü ve sanatını seviyordu. Teknolojik gelişmelerin göçebe halkların kültürel mirasını icra etmesini engellemesinden dolayı üzgündü." diye konuştu.

Tunus asıllı Kanadalı yönetmen Meryam Joobeur ise Tunus Devrimi sonrasında değişimin bilinmeyene dair bir korku oluşturduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu evrensel bir durum ve her yerde yaşanıyor. Dünyayı değiştirmek istiyorsanız, önce kendinizden başlamalısınız. Aşırı özgürlük ve bunun karşıtı olan aşırı dindarlık bir aradaydı. Hala sorular var ama bence durum daha dengeli bir hale geldi. Değişim ve belirsizlik içinde korku insanlara işler, bu yüzden netlik arayışına girerler."

Joobeur'un 74. Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'ne aday gösterilen "Kime Aitim" filmi, Tunus'un uzak bir köyünde kocası ve küçük oğlu ile sessiz bir yaşam süren Aicha'nın, savaştan dönen büyük oğlu Mehdi'nin eve gelişiyle altüst olan hayatını anlatıyor.

Kaynak:AA

Sosyal Medya Hesaplarımız

Abone Ol

Reklam

"Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus error sit voluptatem accusantium doloremque laudantium, totam rem aperiam, eaque ipsa quae ab illo inventore veritatis et quasi architecto beatae vitae dicta sunt explicabo. Nemo enim ipsam voluptatem quia voluptas sit aspernatur aut odit aut fugit, sed quia consequuntur magni dolores eos qui ratione voluptatem sequi nesciunt. Neque porro quisquam est, qui dolorem ipsum quia dolor sit amet, consectetur, adipisci velit, sed quia non numquam eius modi tempora incidunt ut labore et dolore magnam aliquam quaerat voluptatem. Ut enim ad minima veniam, quis nostrum exercitationem ullam corporis suscipit laboriosam, nisi ut aliquid ex ea commodi consequatur? Quis autem vel eum iure reprehenderit qui in ea voluptate velit esse quam nihil molestiae consequatur, vel illum qui dolorem eum fugiat quo voluptas nulla pariatur?"