Küresel borçlar üçüncü çeyrekte 320 trilyon doları aştı

Küresel borç seviyesi, 2024'ün üçüncü çeyreğinde yaklaşık 323 trilyon dolara yükseldi.

New York

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), "Küresel Borç Monitörü" raporunu yayımladı.

Rapora göre, küresel borç tutarı bu yılın üçüncü çeyreğinde 323 trilyon dolar oldu.

Küresel borç tutarı, geçen yılın aynı döneminde 302,4 trilyon dolar olarak kaydedilmişti.

Yaklaşık yüzde 326 seviyesinde bulunan küresel borcun gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYH) oranının Kovid-19 salgınında ulaştığı zirvesinden 30 puan daha düşük olması dikkati çekti.

Türkiye ve Yunanistan, toplam borç oranlarında önemli düşüşler yaşarken, Macaristan, İrlanda, Nijerya, İsveç ve Brezilya 2024'ün ilk üç çeyreğinde en büyük borç artışlarını kaydetti.

Yunanistan, Pakistan, Türkiye ve Japonya bu dönemde kamu borcunun GSYH'ye oranlarında en keskin düşüşü gördü.

İklim harcamalarının küresel kamu borcunu artırabileceği tahmin ediliyor

Küresel borcun 2024 sonunda geçen yıla göre yaklaşık 8 trilyon dolar artışla 320 trilyon dolar olacağı, 2025 ve sonrasında kamu borçlanmalarıyla artacağı öngörüldü.

Şu anda 95 trilyon dolar civarındaki küresel kamu borcu seviyesinin de 2028 yılına kadar 130 trilyon dolara yaklaşacağı tahmin edildi.

Borç seviyelerinin özellikle net sıfır hedefleri ve ulusal iklim taahhütleriyle uyumlu kalmak için gereken iklimle ilgili harcamalar hesaba katıldığında, daha da yükselebileceği, böyle bir senaryoda küresel kamu borcunun 2028 yılına kadar 170 trilyon dolara ulaşabileceği öngörüldü.

Ticaret gerginliklerinin büyüme beklentilerini zayıflatabileceği uyarısı

Sektörler bazında incelendiğinde, hanehalkına ait borçlar yılın üçüncü çeyreğinde 61,6 trilyon dolar, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 93,4 trilyon dolar, kamuya ait borçlar 95,4 trilyon dolar ve finansal şirketlere ait borçlar 72,5 trilyon dolar olarak hesaplandı.

Türkiye'de ise borçların GSYH'ye oranları dikkate alındığında, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla hanehalkına ait borçlar yüzde 11,7'den yüzde 9,9'a, finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 50,2'den yüzde 40,7'ye, kamuya ait borçlar yüzde 32,5'ten yüzde 28,1'e ve bankalar gibi finansal şirketlere ait borçlar yüzde 19,1'den yüzde 16,5'e geriledi.

Raporda, artan jeoekonomik parçalanma çağında genişleyici mali politikalar izlemenin zorlu olabileceği, artan ticaret gerginliklerinin, özellikle tedarik zinciri kesintilerinde olası bir artış ve sıkılaşan kamu maliyesi ortamında enflasyonist baskıların yeniden ortaya çıkmasıyla, büyüme beklentilerini zayıflatabileceği kaydedildi.

Kaynak:AA

Sosyal Medya Hesaplarımız

Abone Ol

Reklam

"Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus error sit voluptatem accusantium doloremque laudantium, totam rem aperiam, eaque ipsa quae ab illo inventore veritatis et quasi architecto beatae vitae dicta sunt explicabo. Nemo enim ipsam voluptatem quia voluptas sit aspernatur aut odit aut fugit, sed quia consequuntur magni dolores eos qui ratione voluptatem sequi nesciunt. Neque porro quisquam est, qui dolorem ipsum quia dolor sit amet, consectetur, adipisci velit, sed quia non numquam eius modi tempora incidunt ut labore et dolore magnam aliquam quaerat voluptatem. Ut enim ad minima veniam, quis nostrum exercitationem ullam corporis suscipit laboriosam, nisi ut aliquid ex ea commodi consequatur? Quis autem vel eum iure reprehenderit qui in ea voluptate velit esse quam nihil molestiae consequatur, vel illum qui dolorem eum fugiat quo voluptas nulla pariatur?"